Kriz
Ortamında İşletmelerin Pazarlama ve Satış Süreçlerine Yönelik Alabilecekleri
Tedbirler
Malumunuz Türkiye olarak
ekonomik bakımdan oldukça çalkantılı bir süreçten geçiyoruz. Kur ve faiz
artıyor, bu süreç beraberinde enflasyon artışını getiriyor. Zincirin son
halkasında olan tüketicinin ise güveniyle birlikte talebi de azalıyor.
Her ne kadar böyle bir süreçten geçiyor olsak da, işletmelerin yaşamlarına devam edebilmeleri adına piyasaya arz ettikleri mal ve hizmetleri satabilmeleri gerekiyor. Bu koşullar altında mevcut satış hacmini korumak dahi her zamankinden daha zor oluyor.
Bahsettiğimiz zorlu zamanları en hafif hasarlarla atlatabilmek adına satış ve pazarlama süreçlerine ilişkin olarak işletmeler neler yapabilirler kısaca değinmekte fayda olduğunu düşünüyoruz.
Yurtiçi
pazarda;
ü Müşteri
portföyünde ilk 20 müşteriye yapılan satışların tutarı toplam satışların %
50-60’ını geçiyor ise, az sayıda müşteriye bağımlılığın görece yüksek olduğu düşünülebilir.Bu
kompozisyon karşısında müşteri sayısının arttırılarak portföyün genişletilmesi,
ü Daha
önce müşteriler arasında yer aldığı halde çalışılması bırakılan firmaların
tekrar kazanılması ve çalışılmamaya ilişkin kök sebeplerinin bulunarak ortadan
kaldırılması,
ü İşletmenin
faaliyette bulunduğu sektöre ilişkin piyasayı segmentlere, yine söz konusu
segmentleri de fragmante ederek (alt kırılımlara ayırarak), müşteriye göre farklı
fiyatlama stratejilerinin (pricing power) uygulanması,
ü CRM
sisteminin kurgulanarak müşteri ilişkilerinin sistematik olarak takip
edilebilmesi ve bu yönde kurumsal hafızanın oluşturulması,
ü Teminatsız
ve açığa satış yapılmayarak satışlara ilişkin tahsilat güvencesinin sağlanması,
ü Piyasa
şartları gereği açığa satış yapılması gerekiyor ise alacak sigortasının
yaptırılması,
ü Vadeli
satışlarda zamanında ödeme yapmayan müşterilerin sıkı bir şekilde takip
edilerek ödemelerde gecikme yaşanması halinde vade farkının müşteriye
yansıtılması,
ü Müşteri
şikayetlerinin azaltılması ve memnuniyetlerin artırılmasına ilişkin olarak
hedefler belirlenmesi ve söz konusu hedeflerin ulaşılabilirliğine ilişkin
performans takibinin yapılması,
ü Müşteri
ziyareti sayısı & sıklığının artırılması, ilişkilerin sıcak tutulması ve müşteri
şikayetlerine dönüş hızının yükseltilmesi,
ü Müşterileri
alıma teşvik edebilmek adına ciro primi verilmesi sisteminin uygulanması,
ü Müşterilerin
nabzının sürekli tutulabilmesi adına en az yılda bir kez müşteri memnuniyet
anketlerinin yaptırılması faydalı olacaktır.
İhracat pazarlarında ise,
ü Öncelikle yurt içi
pazarda daralma olduğunda ihracat yapabiliyor olmanın öneminin farkına varmak
ve ihracatın her zaman sürdürülebilir şekilde yapılmasına gayret etmek,
ü Türk ihraç
pazarlarının kompozisyonu, geleneksel pazarlarımız olan Avrupa ve MENA
bölgesine bağımlı. Bunu değiştirebilmek adına mevcut ihracat kompozisyonundan farklı
olarak ihraç pazarlarının sayısının artırılması, farklı ihraç pazarlarından pay
alınabilmesi ve ihracat menzilinin artırılarak ihraç pazarı risklerinin
azaltılmaya çalışılması,
ü İhraç pazarlarının
daha iyi analiz edilmesi, pazar dinamiklerine bağlı olarak ortaya çıkan fırsat
ve tehditlerin hızlı takibi,
ü İhracat
süreçlerinde çeşitli pazarlara satış yapabilmek adına aracılar üzerinden
satışın gerçekleştirildiği hallerde, aracısız ticaret yapabilmek için bu
pazarlara derinlemesine nüfuz edilmesi ve müşteri ilişkilerinin
kuvvetlendirilmesi,
ü İhracat
organizasyonunun pazar bazında ve/veya mamul ve/veya müşteri bazında
eksperleşeceği bir yapılanmaya doğru evrilmesi,
ü Yurt dışı fuar vb.
gibi organizasyonların yakından takibi ve katılım gösterilmesi,
ü Eximbank kredileri
ile Ekonomi Bakanlığının ihracatı desteklediği finansman kaynaklarının
kullanılabilmesi,
ü Turquality
projesine dahil olunmasının, pozitif katkılar sağlayabileceği düşünülmektedir.
Sonuç
Artık hemen hemen tam
rekabet piyasasının geçerli olmadığı bir sektörün kalmadığı Dünya’da, kaliteli
ve katma değeri yüksek mal veya hizmet üretmek önemli, üretilenleri tüketiciyle
buluşturmak ise bundan da önemli bir hal almış vaziyette. Tüketicinin
tercihlerini doğru bir şekilde tespit etmek arz etmeyi düşündüğünüz tüm mal ve
hizmetin temelini oluşturmakta. Bunun için teknoloji firmaları yoğun çalışmalar
yapmakta, tüketicilerin internet üzerinden izlerini dahi takip ederek kişisel
özelliklerine uygun reklamlar vererek satın alma sürecini tetiklemektedirler.
Tüketicinin doğru analiz edilmesi ise tek başına yeterli olmamakta, pazarlama ve satış süreçlerinin de bu doğrultuda organize edilmesi de bir o kadar önem arz etmekte.Hele hele talebin daraldığı şu günlerde.
Yayınlanma Tarihi ve Yeri :30.06.2018/Dünya Gazetesi