Finansal Korunma
(Hedging) ve Opsiyon İşlemleri
Türev piyasalar,
ilerideki bir tarihte teslimatı
veya nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi bir malın veya finansal aracın,
bugünden alım satımının yapıldığı piyasalardır.
Politik
ve ekonomik belirsizliklerin globalleşen ekonomilerde yarattığı riskler
nedeniyle, söz konusu risklerden
korunma (hedging) ve spekülasyon gibi gayelerle türev ürün kullanımına olan ihtiyaçta giderek artmaktadır.
Merkez bankalarının bankası olarak tabir edilen BIS (Basel International Settlements) verilerine göre Dünya’da OTC (Tezgâh üstü) piyasalarda sadece bir günde yapılan toplam döviz işlemi 5,1 trilyon dolardır. Söz konusu istatistik, türev ürün piyasasının likiditesini ve derinliğini ifade etmek adına önemli bir göstergedir.
Opsiyon Sözleşmeleri
Opsiyon
sözleşmeleri, bir ürünün, belli bir miktarını gelecekteki belirli bir tarihte
veya bu tarihe kadar, belli bir fiyattan alma ya da satma hakkını (zorunluluğu
değil) içeren anlaşmalardır. Genelde ileriye yönelik fiyat (kur, faiz, endeks
vb.) belirsizliklerine ilişin riskleri kaldırmaya yönelik kullanılır.
Bir
opsiyon sözleşmesinde iki taraf vardır.Opsiyon alan (buyer holder) ve opsiyon satan
(wrıter grantor).Opsiyon alan, söz konusu ürünü alma ya da satma hakkını belli
bir prim ödeyerek satın alır.
Satan
taraf, karşı taraf talep ettiğinde sözleşme konusu ürünü teslim etme
yükümlülüğünü taşır. Yükümlülüğün doğması için opsiyon hakkının vade tarihine
kadar kullanılması şarttır.Aksi takdirde satıcı yükümlülüğü ortadan
kalkacaktır.
Opsiyon
alıcısının maksimum zararı en olumsuz koşullarda bile ödediği primle sınırlı
iken, karı ise sınırsızdır (teorik olarak).Satıcının maksimum karı kendisine ödenen
prim, zararı ise sınırsızdır (teorik olarak).Bu
süreçte alıcının satıcıya ödediği prim, opsiyon satıcısının sözleşmeye konu
ürün (kur, faiz, endeks vb.) fiyatlarındaki değişmelerden kaynaklanan riski
üstlenmesi yani bir tür hizmet garantisi vermesinin bedelidir.
Özetle,
opsiyon satın alan taraf bir hak ya da keyfiyet elde etmekte, satan taraf ise
bir yükümlülük altına girmektedir.Yani opsiyon vadesinde alıcı opsiyon
haklarını kullanmayı karşı taraftan talep edebilir.Opsiyon satıcısı ise,
alıcının istediği yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır.
Örneğin,
bir kişi 10 Kasım teslimli dolar (USD) alma opsiyonunu (hakkını) her bir USD 7
TL üzerinden satın almış ve bunun karşılığında opsiyon satan tarafa 500 USD prim
ödemiş ise, bu durumda vade geldiğinde spot dolar fiyatı 7 TL’nin üstüne çıkmış
ise opsiyon satandan alacaktır. Opsiyon satan taraf bu durumda dolarları 7 TL
üzerinden teslim etmek zorundadır.
Öte yandan, eğer Kasım vadesinde spot dolar fiyatı 7 TL’nin altına düşmüş ise opsiyon sahibi bu opsiyonunu kullanmaktan vazgeçecek ve ihtiyacı olan dolarları daha ucuza spot piyasadan temin edecektir. Oysaki, opsiyonun satıcısı ise her halükarda (örneğin dolar 10 TL olsa dahi) sözleşmede yer alan dolar satım yükümlülüğünü yerine getirmek durumundadır.
Opsiyon
Kullanma Stratejileri
Bir dövizin kurunun, faizin veya endeksin
artacağını düşünen bir yatırımcı alım (call) opsiyonu satın almalıdır. Döviz kurunun,
faizin veya endeksin düşeceği yönünde bir beklentisi olan bir yatırımcı ise beklentileri
gerçekleşirse kara geçebilmek adına satış (put) opsiyonu satın almalıdır.
Opsiyon
Mu Forward Sözleşmesi Mi ?
Forward sözleşmesi de, tıpkı opsiyon sözleşmesi
gibi ileriki bir tarihte teslimi kaydıyla, herhangi bir ürünün (döviz, faiz,
vs.) miktarı ve fiyatının bugünden belirlenip vadeye bağlanmasıdır.
Ancak forward sözleşmesi opsiyon sözleşmesinden farklı olarak, belli miktardaki, örneğin dövizin, anlaşmanın yapıldığı tarihte belirlenen bir kur üzerinden ileriki bir tarihte ya da belirli bir zaman dilimi içerisinde her iki taraf içinde alım/satım yapılması yükümlülüğünü kapsamaktadır. Oysa ki opsiyon sözleşmesinde, bir taraf yükümlülük altına girerken, diğer taraf ise kullanıp kullanmama kararı kendisine ait olan opsiyonel bir hakkı satın almakta, herhangi bir yükümlülük altına girmemektedir.
Forward ile opsiyon sözleşmeleri arasındaki bir diğer
fark ise, opsiyon sözleşmelerinin forward sözleşmelere nazaran daha pahalı bir
finansal enstrüman olmasıdır. Şöyle ki, örneğin bir banka ve bir ithalatçı
firma arasında döviz forward işlemi yapılsa sözleşme karşılığında ithalatçı
firma bankaya herhangi bir komisyon veya prim ödemez iken, ithalatçı firma forward
yerine opsiyon sözleşmesi satın alsa mutlaka opsiyon primi ödemek zorunda
kalacaktır. Bu durum, haliyle bir opsiyon sözleşmesindeki başa baş kurunun da,
forward sözleşmeye nazaran daha yüksek noktada gerçekleşmesi anlamına
gelmektedir.
Sonuç
Malumunuz 20 Eylül tarihinde Hazine ve Maliye
Bakanlığınca önümüzdeki 3 yıllık süreyi kapsayan mali program (YEP) ve hedefler
yayınlandı. Özellikle kur ve faiz şoku yaşadığımız şu günlerde herkes merakla
mali otoritenin dolar kuru varsayımını merak ediyordu. Programa göre dolar kuru
varsayımı ise 2019 yılı için 5.59, 2020 için ise 6.00 olarak açıklandı.
Bu varsayımlar dolar kurunun şu anki seyrine bakılınca oldukça iddialı görünüyor ancak hepimiz biliyoruz ki programın etkili bir şekilde uygulanması ve yatırımcı güveninin kazanılmasına bağlı olarak kur hızla geriye gelebilir. Aksine, program hayata geçirilmek yerine temenniler olarak kalırsa kur hızla yukarı yönlü de hareket edebilir. Söz konusu belirsizlik ve yüksek volatilite karşısında özellikle ithalat-ihracat yapan ve/veya döviz cinsinden borcu olanlar şirketler açısından, alma yada satma hakkına olanak tanıyan opsiyon sözleşmeleri kullanımı, fırtınalı havada gemiyi limana yanaştırabilmek adına iyi bir finansal araç gibi görünüyor.
Yayınlanma Tarihi ve Yeri : 29.09.2018/Dünya Gazetesi