Türk Demir Çelik
Sektörünün Karşılaştığı Mali Sorunlar Ve Bazı Çözüm Önerileri
Türkiye, 2016 yılsonu rakamlarına göre 51 milyon ton sıvı çelik üretim
kapasitesi, 33 milyon ton yıllık üretim, 40 bin çalışan, 16,5 milyon ton
ihracat miktarı ve 9,1 milyar dolar ihracat geliri ile dünyanın en büyük 8.
çelik üreticisi. Ayrıca Çin’den sonra dünyanın 2 numaralı inşaat çeliği
ihracatçısı ve Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise beşinci en büyük dikişli çelik
boru üreticisi konumundadır. Türkiye ekonomisinde önemli bir yer edinen
sektörde yaşanan ve çözüm beklenen mali sorunlara aşağıdaki konu başlıkları
altında değinilecektir.
1. AKÇT ile Serbest Ticaret Anlaşması Revize Edilmeli
Çelik sektörü, Avrupa Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) zamanında
gerçekleştirilen serbest ticaret anlaşması nedeniyle bazı Ar-Ge destekleri
hariç doğrudan veya dolaylı olarak devlet yardımlarından yararlanamamaktadır.
Oysaki sektör, yapılacak yeni yatırımlarda yararlanılabilecek indirimli
kurumlar vergisi uygulaması, yatırımlarda KDV istisnası ve iadesi, gümrük
vergisi istisnaları, gelir vergisi stopajı indirimi, sosyal sigortalar prim
desteği, arazi tahsisi, faiz oranı desteği gibi teşviklerden
yararlanamamaktadır. Bu nedenle, Avrupa Birliği ile yapılacak Gümrük
Birliği’nin geleceği konusundaki görüşmelerde, AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması
hükümlerinin de revize edilmesi ve çelik yatırımlarına da devlet desteği
verilebilmesinin önünün açılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
2. Çevre Katkı Payı Kaldırılmalı
Çevre katkı payı, Çevre Kanunu kapsamında çevrenin iyileştirilmesi ve çevre
ile ilgili yatırımların desteklenmesi amacı doğrultusunda alınmaktadır.
Düzenleme uyarınca kömür ithalatında %1, hurda ithalatında %0,5 oranında alınan
çevre katkı payı çelik sektörünün uluslararası düzeydeki rekabetçiliğini düşürmektedir.
3. Hurda Kullanan Çelik Sektörünün Sahte Belge Kullanımı İle Karşı Karşıya
Kalma Riskinin Ortadan Kaldırılması
Bilindiği üzere KDV düzenlemeleri uyarınca hurda teslimleri KDV’den
istisnadır. Hurdanın KDV’den istisna olması ise beraberinde en çok sahte
belgenin düzenlendiği bir sektör haline gelmesine de imkan yaratmaktadır.
Nitekim hurdacıların çözüm bekleyen sorunlarının başında, mal alış sürecinde
belgelendirme sıkıntısı gelmektedir. Yine seyyarlardan mal alan hurdacı
toptancılarının vergilendirilmesinde sıkıntılar bulunmaktadır. Hurdacılardan
ciddi miktarda hammadde tedarik eden çelik sektörü firmalarının da, bu süreçte
sahte belge kullanmak gibi eylemlerle itham edilerek itibar kaybetmesinin, mali
kayba uğramasının ve sık sık hurdacılarla bağlantılı olarak karşıt incelemelere
muhatap kalmak suretiyle zaman ve enerji kaybetmesinin önüne geçilmesi önem arz
etmektedir.
4. Mali Kayıt Sisteminde Yabancı Para İle Defter Tutma Ve Fonksiyonel Para
Birimi Olarak Döviz Kullanımına Olanak Sağlanmalı
Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca belirli şartları taşıyan kişi ve
kurumların haricindekilerin, Türk parası cinsinden başka bir para birimi ile
defter tutmaları olanaklı değildir. Oysaki çelik sektöründe faaliyet gösteren
şirketler için fonksiyonel para birimi ABD Doları’dır. Çünkü ülkemiz çelik
sektörü, hurda ve demir cevherini üretimde hammadde olarak kullanmakta, söz
konusu hammaddeler ağırlıklı olarak ithal edilmekte, bunların uluslararası
piyasada fiyatları ise ABD Doları üzerinden belirlenmektedir. Bu sebeple, çelik
sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin, finansal raporlarındaki kalemlerinin
ölçüm ve raporlama para birimi olarak yani fonksiyonel para birimi olarak ABD
Doları’nı kullanmaları gerekmektedir. Bu durum maliyetlerin, fiyatların, ebitda
(favök) ve nihai kârların doğru olarak belirlenmesi ve şirketlerin mali
performanslarını doğru ölçümleyebilmeleri adına son derece önemlidir.
Bu çerçevede mali idarenin yapacağı bir düzenleme ile çelik sektöründe
faaliyet gösteren şirketlere Türk parası dışında da defter tutabilmeye ve mali
raporlama yapabilmesine izin vermesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.
5. İhracatta Götürü Gider Uygulamasına Yönelik Tereddütler Giderilmeli
Gelir Vergisi Kanunu düzenlemelerine göre ihracat faaliyetlerinde bulunan
mükellefler, bu faaliyetlerinden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde
beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili belgesiz giderlerine
karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri kazançlarından
indirebilirler.
Ancak götürü gider uygulamasına ilişkin olarak Danıştay ile Mali İdare
arasında görüş farklılıklarının olduğu, bu nedenle de çelik sektörü
ihracatçılarının götürü gider uygulamasından yararlanıp yararlanmamak
noktasında son derece tereddüte düştüğü gözlemlenmektedir.Bahsi geçen
tereddütlü halin ortadan kaldırılması, vergilemede belirlilik ve hukuk devleti
ilkeleriyle de uyumlu bir karar olacaktır.
Yayınlanma Tarihi ve Yeri :24.12.2017/Dünya Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder