Finansal Korunma
(Hedging) ve Forward İşlemler
Siyasi
ve ekonomik belirsizliklerin, küreselleşen ekonomilerde finansal riskleri bünyesinde
barındırması nedeniyle söz konusu risklerden korunmak amacı vadeli işlem yapma
felsefesine dayanan türev ürünlere olan ihtiyaç da her geçen gün artırmaktadır.
Vadeli işlemler, ileriki bir tarihte teslimi kaydıyla, herhangi bir malın (döviz, faiz, tarımsal ürün vs.) vadesi, miktarı ve fiyatının bugünden belirlenip vadeye bağlanmasıdır.
Türev ürünler ise, ileriki bir tarihte teslimatı veya nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi bir malın veya finansal aracın, bugünden alım - satımının yapılması amacı ile tasarlanmış vadeli finansal işlem sözleşmeleridir.
Bizleri, forward, futures, opsiyon, swap gibi türev ürünleri kullanmaya iten başlıca riskler ise;
- Döviz Kuru
- Faiz Oranı
- Likidite Riskidir.
Sermaye
hareketlerinin serbest olduğu Türkiye gibi ekonomilerde hem faiz hem de döviz
kuru aynı anda kontrol edilemediğinden (ekonomi literatüründe üçlü
açmaz diye tanımlanır) merkez
bankaları para politikası faizini kontrol etmekte ancak döviz
kurunu ise serbest bırakmak zorunda kalmaktadır.
Eğer birde Türkiye gibi sürekli cari açık veren bir ülke iseniz dövizin serbest bırakılması, eninde sonunda ülkenizin parasının orta ve uzun vadede değer kaybedeceği anlamına gelmektedir.Türkiye’de kur riskinin temel nedeni de budur. Nitekim 2013-2018 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönemde, Türkiye’nin cari açığının yurt içi hasılamıza oranı ortalama olarak % 5 civarında gerçekleşirken, TL ise Amerikan Doları (USD) karşısında % 120 nispetinde değer kaybetmiştir.
TL’nin değer kaybında bir diğer unsur ise enflasyondur. Haziran ayı verilerine göre TÜFE %15 ÜFE ise % 23 oranına yükselmiştir. Zaten kur artışı beraberinde enflasyon artışını da getirmekte, süreç birbirini besleyen fasit bir daireye dönüşmektedir.
Bu gerçekler bize, özellikle döviz kuru riskini işletmelerin muhakkak iyi yönetmesi gereken bir realite olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Forward İşlemler
Döviz
işlemlerinde forward, belli miktardaki dövizin anlaşmanın yapıldığı tarihte
belirlenen bir kur üzerinden ileriki bir tarihte ya da belirli bir zaman dilimi
içerisinde alım-satım yapılması yükümlülüğünü içerir.
Sözleşme,
özünde gelecekteki bir dövizin işlem kurunun şimdiden belirlendiği bir
anlaşmayı kapsar. Döviz teslimi veya nakit uzlaşı ise, üzerinde anlaşılan valör
tarihinde gerçekleşir.Forward
kontratları iptal edilemez. Döviz kurlarında anlaşılan kurdan farklı yönde
yararlanma imkanı yoktur.
Forward kuru spot kurdan farklıdır ve matematiksel olarak hesaplanır.Herhangi bir tahmini içermez.
Forward
kuru, uluslararası iktisat kuralları uyarınca iki farklı para biriminin faiz
farkı üzerinden hesap edilir. Söz konusu faiz farkı ile sözleşmede ön
görülen vade süresi çarpılarak elde edilen değer spot kura eklenir ve forward
kura ulaşılır.
Örnek
verilecek olur ise, 120 gün vadeli, Türk Lirası satışı karşılığında Amerikan
Doları alımı içeren bir forward sözleşmesi olsa ve spot kur USD/TL 3,25 ve TL
faizi % 19, USD faizi ise % 5 olsa, vade de forward kuru yapılacak
hesaplamalara göre 3,40 olacaktır.Şayet
vade gününde USD/TL 3,40’ ın üzerinde ise döviz alımı yapan kişi/kurum bu işten
karlı çıkacak aksi takdirde ise döviz satışını gerçekleştiren kişi/kurum karlı
çıkacaktır.
Özellikle ithalat & ihracat yapan veya yabancı para cinsinden borçlanan şirketler tarafından yapılacak forward işlemleri ile, vade gününde yaşanacak döviz kuruna ilişkin belirsizlikler bugünden bertaraf edilebilir.
Sonuç
T.C.
Merkez Bankası verilerine göre, 2018 yılı içerisinde, Türkiye’nin vadesine
göre bir yıldan kısa olan dış borç stokunun toplamı 170 milyar dolardır.
Bunun 69 milyar dolarlık kısmı ise reel sektör borcudur. Bu tutara yılsonu
itibariyle yaklaşık 45-50 milyar dolar civarında gerçekleşeceği tahmin edilen
cari açık tutarı da eklendiğinde Türkiye’nin toplam döviz ihtiyacı 2018
yılında 215-220 milyar dolar civarında olacaktır.
Dünya’da
parasal sıkılaştırma sürecinin de (Quantitative Tightening) devreye girmesiyle
faizlerin yönünün yukarı doğru olduğu ve buna bağlı olarak da dövizin
pahalılaşarak kurların TL karşısında yükseleceği bir süreçte, Türk reel sektörü
açısından hedging (finansal korunma) işlemlerinin yapılmaya devam edilmesi her
zamankinden daha çok önem arz edecektir.
Şirketlerin “ne de olsa döviz gelirim var” demesi de bu süreçte yeterli olmayacaktır. Nitekim geliriniz olsa bile geliri elde edeceğiniz vade ile yükümlülüklerinizin vadeleri arasında uyumsuzluk mevcut ise (time mismatch) yine kur riskine maruz kalabilirsiniz.
Saygıdeğer iş adamlarından Üzeyir Garih’in varlıklar
kadar nakit akışının önemine ilişkin verdiği bir örnek ile yazımızı
sonlandırmak isteriz : “Biz iş adamları elinde üç top oynayan cambazlar
gibiyiz. Bu topun iki tanesi lastik top (satışlar ve kâr), biri de camdan
kristal bir toptur (nakit akışı). Lastik toplar yere düşse de, tekrar
yükselir ve yeniden tutabiliriz ama kristal top yere düştüğünde kırılır ve oyun
biter.“
Yayınlanma Tarihi ve Yeri :
14.07.2018/Dünya Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder