Swap İşlemlerinin Önemi
Giderek Artıyor
Swap
işlemleri, iki tarafın belli koşullarda, belli bir zaman süresi içinde nakit
akımlarını karşılıklı olarak değiştirme konusunda anlaşmaya vardıkları finansal
bir işlem olarak tanımlanmaktadır.
Bir
swap işleminde ana hatlarıyla 3 taraf bulunmaktadır. Swap işlemine taraf
olanlar (end-users) ve bu işleme
aracılık edenler. Swap işlemine taraf olanlar genelde finansal nedenlerle yani
faiz veya döviz riskini azaltmak amacıyla swap işlemine girerler. Aracılar ise
(bankalar, brokerler vb.) komisyon ücreti almak için yaparlar.
Tarafların bir swap işlemi yaparken ulaşmak istedikleri temel hedefleri
ise şunlardır :
1. Döviz ve faiz risklerine karşı korunmak (hedging)
2. Düşük maliyetli finansman sağlamak
3. Aktif /Pasif ve likidite yönetimi sağlamak
4. Kredibilite kullanarak ek finansal getiri temin
etmek
5. Spekülasyon yapmak
Para
ve faiz swapı olmak üzere iki swap türü bulunmakta olup, swap piyasalarının
geliştiği ilk dönemlerde para swapları daha çok kullanılırken zaman içerisinde faiz
swaplarının önemi giderek artmış ve en çok kullanılan swap türüne dönüşmüştür.
A. Para
Swapı (Currency Swap)
İki
tarafın, belli bir zaman dilimi için iki farklı para biriminden borç veya anapara
ve faiz ödemelerini cari spot kurdan değiştirme konusunda anlaşmaya vardıkları
bir swap işlemidir. Vade sonunda anaparalar orijinal spot kurdan tekrar
değiş-tokuş edilir. Vade süresi içinde her iki taraf birbirlerinin faiz
ödemelerini üstlenir. Örneğin, X şirketi, Y şirketine banka aracılığıyla önceden
belirlenmiş miktarlarda dolar ($) cinsinden sabit faiz öderken, B şirketi de A
şirketine Euro (€) cinsinden sabit faiz öder. Vade sonunda da anaparalar iade
edilir.
Para
swapındaki amaç, swap’a taraf olan kişi ve kuruluşların farklı döviz ve para piyasalarındaki
borçlanma yeteneklerini kullanarak, erişim olanağı daha zor oldukları döviz
cinslerinden borçlanma imkanları yaratmak ya da daha cazip oranları elde
edebilmektir.
Örneğin,
bir firma sabit faizli dolar ($) cinsinden kredi temininde ciddi güçlüklerle
karşılaşabilirken, Euro (€) cinsinden kredi alıp bunu swap etmek suretiyle,
daha önce erişemediği sabit faizli dolar ($) krediyi elde etmesi mümkündür.
B. Faiz
Swapı (Interest Rate Swap)
Faiz
swapı, iki tarafın belli bir süre için aynı para cinsinden, karşılıklı olarak
belirlenen bir anapara miktarı üzerinden faiz ödemelerinin veya faiz
alacaklarının kompozisyonunu değiştirmek amacıyla gerçekleştirilen swap
türüdür.
Bu
işlem sayesinde, iki taraf da kredi maliyetlerini ucuzlatabilmektedir. Zaten faiz
swapı genellikle kredi değerliliği farklı iki taraf arasında yapılmaktadır.
Kredibilitesi
düşük olan taraf, kredibilitesi yüksek olan tarafa, swap işlemi için bir prim
ödemekte ve bu prim her iki tarafın da ilk temin ettikleri kredilerin
maliyetini düşürmektedir.
Bilindiği
üzere, genelde gelişmekte olan ülkelerin şirketleri uluslararası piyasalarda
sabit faizle kredi bulmada, kredibilitelerinin yeterli olmaması nedeniyle
zorlanmaktadır.Bununla birlikte gelişmiş ülkelerin yüksek kredibiliteye sahip
şirket ve bankaları ise, kendi finansal stratejileri çerçevesinde değişken
faizli kredileri tercih edebilmektedirler.
Bu
durumda kredibilitesi düşük olan firmalar değişken faizli kredi temin ederek,
bu krediyi daha sonra kredibilitesi yüksek olan kuruluşlarla bir banka ya da
broker aracılığıyla swap işlemleri sürecine sokarak istedikleri gibi sabit
faizli krediye dönüştürebilmektedirler.
Örneğin,
X borçlusu kredibilitesi yüksek olduğu için sabit faizle piyasadan daha uygun koşullarla
borçlanabilsin.Y borçlusunun ise sermaye piyasasında (uzun vade) kredibilitesi
daha düşük ancak para piyasasındaki
(kısa vade) kredibilitesi daha iyi olsun.Bu durumda her iki taraf, aracı bir
banka vasıtası ile faiz ödemelerini takas ederek faiz maliyetlerini
düşürebilirler.
Faiz
swap’ında sadece faizler karşılıklı olarak değiştirildiğinden taraflardan
birinin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde risk miktarı (credit risk) yalnızca
faiz ödemelerini kapsar. Oysa ki para swapı işlemindeki riskin kapsamına
anapara ve faizi ödemelerinin her ikisi de dahildir.
Sonuç
Günümüzdeki
en önemli finansal risk fiyat riski olup, döviz kuru ve faiz oranlarındaki
değişimlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.Gerek dünya gerekse ülkemizin politik
ve ekonomik konjonktürü son derece çalkantılı bir sürece gebedir. Tabiri caizse
ateşin fitili, Amerikan merkez bankası FED’in 2008 yılında mortgage kredileri
kaynaklı krizi önlemek için piyasa sürdüğü para miktarını geri çekmeye ve
kademe kademe faiz oranlarını artırmaya başlamasıyla yakılmış gibi
görünmektedir.Söz konusu bu işlemler, gelişmekte olan ülkelere akacak sermaye
musluklarının iyice kısılması ve finansman maliyetlerinin giderek artacağı
anlamına gelmektedir.
Borçlanmada
en güçlü ve itibarlı kurumun devlet olduğu, haliyle Türkiye gibi gelişmekte
olan ülke şirketlerinin kredibilitesinin de içinde bulunduğu ülkenin
kredibilitesine paralel olarak daha düşük olduğu göz önünde bulundurulduğunda, gerek
daha ucuza finansman kaynağı bulabilmek, gerekse faiz maliyetlerini sabitlemek
ve kur riskini azaltabilmek adına finansal bir araç olan swap ürününün
kullanmasının, bahsi geçen zorlu finansal dalgalanmayı aşabilmek adına oldukça
faydalı olacağı düşünülmektedir.
Nitekim
bu düşüncemize paralel olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca açıklanan Yeni
Ekonomi Programında (YEP) kurulacağı ilan edilen Borsa İstanbul Swap Piyasası
da 1 Ekim’de faaliyete geçmiş bulunuyor.
Yayınlanma Tarihi ve Yeri :09.10.2018/Finansgündem Web Sitesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder